15 Ağustos 2012
tarafından Heyderê Şinnî
1976, payîz
Koç. Bi dû payîza jiyanê re koça dawîn. Bêdeng, bêpêjn. Wext naxuye, cih û war naxuyin. Yan jî ew dixuyin, lê tevlihev. Hem ev der û hem ew der. Hem niha, hem dihu û pêr. Hem nêzîk, hem dûr…
Mehmet Uzun böyle başlıyor ‘Siya Evînê’ (Aşkın Gölgesinde) kitabına. Romanda bu kısım başkahraman Memduh Selim Bey’in son yolculuğudur –ki bana göre aslında bu Mehmet Uzun’un kendi son yolculuğudur. 2006 yılında öteki aleme gitmeden memleketine duyduğu hasretin ve kendi göçünün hikayesidir.- Mehmed Uzun hikayede Memduh Selim olmuş akmış. Veya onun tarzıyla; bir adamın hikayesi var, hem Mehmed Uzun hem Memduh Selim Beg, nexuya kijan e…
Kitaptaki Memduh Selim Bey’in ölümünün tasvir edildiği sahneler müthiş etkileyici bir dozdadır. Sadece bu sayfalar alınsa Tolstoy’un ‘Ivan Ilyiç’in Ölümü’ hikayesi tadında bir eser çıkar ortaya.
Mehmed Uzun…
Bir çok yönüyle henüz keşfedilmeyi ve yeşermeyi bekleyen Kürt dilinin bir dalında can bulmuş bir meyvedir Mehmed Uzun. Olmayan bir dilden bir roman dili çıkarmış ortaya. Kürtçenin tarihine hep kendisinden bahsedilecek güzel bir dipnot düşmüştür.
Gerçi Kürtçe roman ilk Mehmed Uzun ile başlamaz. Mesela Kafkaslarda Ereb Şemo yaklaşık bir asır önce atmıştır temelini. Ama Mehmed Uzun’un yaptığı daha farklıdır. Cumhuriyet rejiminin Kürtçe üzerine attığı öldürücü örtüyü yırtıp atmaktır onunkisi. Kürtçeye güzel şeyler katması beklenen diğerleri gibi(Yılmaz Güney, Ahmet Kaya…) o da çok erken göçüp gitmiş son göçüne, 2006 yılında…
Mehmed Uzun ile ilk bu kitabı vasıtası ile tanıştım. Ama tanıştığımda ne yazık ki o bu diyardan göçmüştü. Aynı zamanda bu Kürtçe yazıyla da tanıştığım kitap oldu. Durmadan sözlüğe yöneldiğim tozlanmış kelime dağarcığımı yokladığım kitap aynı zamanda. Artık başka yazarlardan yeni çıkacak kitapları dört gözle bekleme kıvamına geldim galiba.
Mehmed Uzun, zaten Kürtçe yazıya aşina olmayan okurunu komleks zaman kipleri kullanarak yormamış. Basit bir dille harika tarifler yazmış. Kürtçe romanın nasıl olması gerektiğini anlatmış açıkça.
Mehmed Uzun’un açtığı bu yolu başkalarının daha da geliştirerek ilerletmesi ümidiyle…
Yazımı bitirmeden Türkiye’de Mehmed Uzun’un kitaplarını yayınlayan İthaki Yayınevine birkaç sitemde bulunmam gerekir;
– Mehmed Uzun’un kitaplarını yayınlamanız çok hoş. Lakin genellikle Türkçe çevirileri bulunuyor kitapçılarda. Halbuki o Kürtçe ile var oldu…
– Bir diğer husus kapak tasarımları. İthaki’ye güzel bir kitaplık katan yazarınızın kapak tasarımlarını gözden geçirseniz iyi olur…
Türkçe çevirinin kapağı nispeten daha hoş. Onu yazıma ekliyorum.
Bu arada kitabın ismi Türkçe’ye çevrilirken küçük bir değişiklik yapılmış. ‘Aşkın Gölgesi’ yerine ‘Yitik Bir Aşkın Gölgesinde’ ismi kullanılmış…
Ömer Dgn |Cinorek
Laga Luga Yapanlar